Batı Trakya fm


BATI TRAKYA



KOZLUKEBiR

Kozlukebir sitesi

Kozlukebir


...:::KOZLUKEBiR:::...



Kozlukebir (Arriana) Rodop İlinin Kuzey doğusunda Gümülcine'ye(Komotini) 34 Km Dedeagaç'a(Alexandroupolis) 40 Km uzaklıkta bulunmaktadır. Güneyinde Kurcalı Köyü(Likion) doğusunda Yassı höyük(Iasion) ve Evrenköy(Evrenos) batısında Bıyıklıköy(Mistakas) kuzeyinde Üçgaziler(Nikite) ve Taşkınlar(Kinira) bulunmaktadır.

Kozlukebir 2001 sayımına göre nüfusu 1144 olup ve bu tarihten sonra devamlı göç alarak nüfusu %25 civarında artmıştır. Batı Trakya'nın Türk nufusa sahip en büyük yerleşim yerlerindendir.

Kozlukebir halkının % 95 i tarımla (Tütüncülük) %5 i ticaretle ugraşmaktadır. Kozlukebir Halkı Yunanistan'ın baskıcı politikaları yüzünden 2000 yıllarına kadar hiç bir varlık gösterememiş devamlı Türkiye ve Avrupa Ülkelerine göç vermiştir. Avrupanın telkinleri doğrultusunda Yunanistan politikasinda bazı yumuşamalar olunca hızla gelişmiştir.

Bu gün Kozlukebir, esnafı ve canlılığı ile bölgenin çekim merkezi olma özelliğini korumaktadır. Kozlukebir'de iki Okul, bir Cami ,bir Mescit ,ışıklandırılmis Futbol sahası ve yüzün üzerinde Esnafı ile Batı Trakya'nın en dinamik en hareketli yerleşim yerlerinden birisidir.
Kozlukebir'in Yazılı bir Tarihi olmaması nedeniyle ne zaman kurulduğu ve kimler tarafından kurulduğu tam olarak bilinmemektedir. Yaşlıların anlatımları ve mezar taşlarının incelenmesiyle tahminen 300 -350 Yıl önce Konya ve civarından gelenler tarafından kurulduğu sanılmaktadır. 


Kozlukebir Yaranı.

Kozlukebir'in (Arriana) Işıklar köyüne doğru uzanan yolun hemen sol tarafında Eski Edirne Kaldırımı üzerinde Kozlukebir Yaranı bulunmaktadır.
 
4.000 m²'lik bir alanda, üç ayrı yerde birer mezarla bütünleşen şehitlikte, eskiden o çevre köylüleri tarafından 11 yılda bir büyük bir şölen yapılırdı. Şölenin tabanını oluşturan dini merasimde; 11 sığır kurban edilir, pilavlar pişirilir ve gelen misafirlere ikram edilirdi. .

Anlatılanlara göre, buradaki şehitler 11 kişi olup Gazi Evrenos Beyin arkadaşları olduğu söylenir. .
"Üçler" diye bilinen türbe içindeki toprak ibriğin şehitlere ait olduğu, bazen suyla dolup bazen boşaldığı, şehitlerin burada olağanüstü durumlarda ibadetle meşgul oldukları ve bu toprak ibriklerdeki sularla abdest aldıkları söylenir. .
Yine burada, olağanüstü durumlarda gökten ışık seli gibi bir inişin bu bölgede nadir kişiler tarafından görüldüğü söylenirken, çok önemli olayların da hemen o günlerde vukuu bulduğu anlatılanlar arasındadır. .

Sözü edilen toprak ibriğin yaklaşık 400 yıllık olduğu ve halâ yeni yapılmış gibi durduğu bilinmektedir. .


Yaran Efsanesi.
 

Kozlukebir’den Mestan Ağa yeni bir ev yapmaya karar verir. Ev taştan yapılacaktır. Taşın bol olduğu yer ise "Akyer" denilen mevkidir. Mestan Ağa öküz arabasını koşar ve yola koyulur. Arabayı taş yükler. Hava çok sıcaktır. Tam öğle üzeri, bir hayli yol almışken, öküz arabasının önüne beyaz sakallı bir ihtiyar çıkar. Arabayı durdurur. Eliyle işaret ederek " bize, şuraya iki türbe yaptırsana" der. Mestan Ağa boş verir.Evler yapılmaya başlanır. Ustalar, hemen yakınında ki Dolapçılar köyündendir. O zamanlar bu köyün ustaları çok meşhurmuş. Mestan Ağa taş taşımaya devam eder. O sakallı ihtiyar tekrar yolunu keser, " eğer yapmazsan en kıymatlında görürsün" der ve kaybolup gider. Mestan Ağa ustalardan türbelerin yapılmasını tekrar ister. Ustalar ise, önce çatının bitirilmesini isterler, böylece türbelerin yapımı gecikir. Ertesi gün Mestan Ağa’nın on sekiz yaşındaki oğlu vefat eder. Sebebi bilinmez. Mestan Ağa daha sonra bu türbeleri yaptırır.

Kozlukebir’den (Arriana) yaşlıların anlattığına göre, buraya atlı ermiş kişiler gelmiş. Atlarını bağlamak işin meşelerden kazıklar dikmişler. Atlardan bazıları tekinsizmiş. Atları birer adım öteye bağlamak istemişler. Bunlardan bir tanesi, Kurcalı sırtındaki "Meşecik" denilen yere, diğer biri Demirbeyli’deki tekkenin olduğu yere, bir tanesi de Ferecik’te bulunan "lıca" mevkiine atını bağlamış.(Adımları o kadar büyükmüş) Bunların toplam kırk atlı oldukları rivayet edilmektedir. Çünkü, atları bağlamak için , kırk meşe kazığı dikilmiş ve bu kazıklar sonunda meşe ağacı olmuş. Bu ağaçlar sonradan kesilmek istenmiş, fakat insanların başına olmadık felâketler gelmiş. Bazı anlatımlara göre, bu kişiler ermiş ve savaşçı insanlarmış. "Kale" denilen yerde şehit düşmüşler ve bunlardan ikisi bu gün "Yaran" denilen yere, bir diğeri Demirbeyli(Timur Bey) köyündeki tekkenin olduğu mevkiiye ve bir başkası da "
ılca" denilen yere gömülmüştür. Bunların kardeş oldukları da anlatılmaktadır.

Yine yaşlıların anlatımlarına göre, ilk muharebede "Yaran" denen türbelerin olduğu yer atlı askerlerle dolarmış. Askerler buraya yaklaştığında sönerler-kaybolurlarmış. Hatta, beyaz atlılarla gökten askerlerin geldiği, köydeki "Alan Kuyu" denen yerden de göründüğü bu gün bile anlatılmaktadır.
Yakın zamana kadar, bu bölgede, kurak mevsimlerde yağmur duaları yapılır ve etraf köylüler de davet edilirdi. Okul çocukları, öğretmenleri Hafız Mustafa efendi ile birlikte, Kuruçay’dan küçük küçük taşlar toplarlardı. Daha sonra hafızlar bu taşlara teker teker okurlar, bir çuvalın içine koyarlar ve suyun içine bırakırlardı. Bir hafta önceden "Yaran" yapılacağı duyurulurdu. Herkes birer fırın ekmek yapar ve hayvanlar kurban edilirdi. Dualar mutlaka kabul edilirdi ve eve kuru gelinmezdi. Yağmur o kadar şiddetli olurdu ki, taş dolu çuvalı sudan çıkarmayınca dinmezdi.

Mestan Ağa, türbelerin bakımını yıllarca sürdürmüş, ölümünden sonra ise bu görev, torununun damadı Hacının Osman Ağa’ya geçmiştir. Bu aile, bu konuda büyük bir sorumluluk üstlenmiş ve çok yakın bir zamana kadar türbelerin bakımını sürdürmüştür.

Sonuç olarak, burada artık "Yaran" yapılmıyor. Sebebi de ermişlerin burasını terk ettiği yönündedir.


BATI TRAKYA - KOZLUKEBiR

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol